Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından sorumlulara karşı açılan davalarda önemli bir gelişme yaşandı. Şanlıurfa’da 34 kişinin ölümüne neden olan apartmanın müteahhidine ceza yağdı.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkımın sorumlularına karşı açılan davalarda önemli bir adım atıldı.
Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesinde depremde çöken ve 34 kişinin ölümüne, 10 kişinin de yaralanmasına neden olan apartmanın müteahhidine ceza yağdı.

Şanlıurfa’da 34 kişinin öldüğü, 10 kişinin yaralandığı
apartmanın müteahhidi Müslüm Demirer 18 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına
çarptırıldı. Karar,Şanlıurfa 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mağdur ve sanık avukatlarının katıldığı duruşmanın ardından açıklandı.

Bu karar, depreme bağlı yıkımdan sorumlu olanlara karşı verilen ilk yargı kararı.

ÜST SINIRDAN CEZA UYGULANMASI İSTENDİ

Bilirkişi incelemeleri ve apartman enkazına ilişkin
tutanakların görüşüldüğü duruşmada, mağdur tarafın avukatları sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Ancak sanık avukatları,müvekkillerinin
aynı enkazda bir oğullarını kaybettiklerini ve bu nedenle mağdur olduklarını belirttiler. Savcının mütalaasında ise sanığın inşaat sırasında mevcut
standartlara uygun hareket etmediği ve kusurlu olduğu belirtildi.

23 İlde “KISKAÇ-35” Operasyonu: 47 Şüpheli Yakalandı

OĞLUNU DEPREMDE KAYBETTİĞİ İÇİN CEZASINA İNDİRİM…

Mahkeme, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan yola çıkarak sanığa 21 yıl 9
ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Ancak, sanığın kendi oğlunu da bu felakette kaybetmiş olması, cezasında indirim yapılmasını gerektirdi ve bu nedenle ceza 18 yıl 1 ay 15 güne düşürüldü. Karar, depremle ilgili yıkım sorumluları hakkında alınan ilk yargı kararı olma özelliğini taşıyor ve bu süreçte hayatını kaybeden diğer sorumluların da olduğu bilgisi verildi.

Bu karar, 6 Şubat depremler sonrasında yıkılan binaların
sorumluları hakkında yasal işlemlerin başlatılması anlamına gelmekte ve benzer
davalarda yargı sürecinin nasıl takip edileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Deprem bölgesindeki yıkım ve hasarın boyutu göz önünde bulundurulduğunda, bu ve benzeri kararların afet yönetimi ve yapı denetimine ilişkin daha sıkı düzenlemelerin getirilmesine katkıda bulunması bekleniyor.